Perşembe, Aralık 19, 2024
No menu items!

Işık ve Pozlama

En büyük sıkıntılardan biri, fotoğraf makinelerinin fiyatları ne olursa olsun göz kadar iyi göremiyor olmalarıdır. Hangi fotoğraf makinesi iki gözden kıymetli olabilir ki? Hiç yoktur. Gözümüzün görme yeteneği tartışılmaz. Göz fotoğraf makinesine göre çok daha üstündür. Örneğin gözde sığ alan derinliği yoktur. Özel olarak bir noktaya fokuslanmamış göz her yeri net görür. Kaldı ki bir yere fokuslanıp etrafı tam anlayamamak gözle değil zihni amaçla ilgili bir durumdur. Gözle arka planı uçuramazsın. Çok sarhoş olduğun durumlar dışında. Göz perspektif yığılması yapmaz. Geniş açı lensin yaptığı o çok etkileyici yatırmaları göz asla yapmaz. Bak pencereden dışarı. Gözün, lensinden farklı olarak bütün düşeyleri doksan derece indiriyor zemine. Biraz da bu nedenlerle o güzel adam, H.C.Bresson, Magnum Başkanı olduğu dönemde Magnum’un hepsi kral ve kraliçe olan efsane fotoğrafçılarına 35mm – 85mm. arası odak uzaklıkları kullanma zorunluluğu getirmiştir, bu aralık dışını yasaklamıştır koca koca ustalara. Bu işin bir yönüdür ve biz ışık meselesine bakalım bugün.

Işık konunda da objektiflerimiz çok yeteneksizdir gözlerimizden. Gözlerimizin gördüğü tonalite aralığına göre çok kısıtlı bir alanı görür objektiflerimiz. Şöyle diyelim. Çıplak gözle bir konuya bakınca gözümüz 100 ton aralığını algılarken objektifimiz belki 50 ton aralığını ayırıp algılayabilir. Biraz da bu nedenle fotoğrafçı çıplak gözle gördüğünü tamamen yansıtamaz fotoğrafına. Yeteneksizidir kameralar. Göz en parlak beyazdan en derin siyaha kadar pek çok tonaliteyi algılar. Parlak derken onu yazalım. Parlaklık tanımını iyi kavrayalım. Parlaklık, fotoğrafın ışıklılık durumunu anlatır. Parlak fotoğraf tanımı, ışıklı tonların yeterince bulunduğu, genellikle eksik pozlanmamış fotoğraflar için kullanılır. Çok özel koşullar ya da amaçlar dışında her fotoğrafta en parlak bölümler ve en derin siyah mutlaka bulunmalı, bu ikisinin yanı sıra arada da tüm diğer tonlar, daha az parlak bölümler griler, antrasitler yer almalıdır. Tonalite zenginliği yani.

Siyah beyaz fotoğraftan gidelim. En parlak dediğimiz yerler yani bembeyaz ve en derin gölge ya da leke diyeceğimiz en derin siyah. İki uç sağlam. Arada da olabildiğince her tür griler antrasitler. Fotoğraf makinemizin kimi grileri kaçırmasına tolerans gösterebiliriz. Ancak en parlağı yani beyazı ve en koyuyu, yani derin siyahı yakalamak zorundayız. Bunları siyah beyaz fotoğraf diye belirterek yazdım özellikle. Renkliye gelelim şimdi. Aynı tonalite hesabı renkli fotoğrafta da var. Onda da en parlak bölümler ve en derin gölgeler olacak. Olmalı. Kimi zaman renkli çektiğiniz bazı fotoğraflarınızı siyah beyaza dönüştürüyorsunuz. Kimisi harika oluyor, ışığı tonalitesi itibarıyla. Harika olmasının temel nedeni bu en parlaktan en koyu gölgeye kadar geniş bir ton aralığının olması kuşkusuz.

Peki renkli fotoğrafta kadraja aldığımız bölümde renk olarak beyaz yoksa ne yapacağız? Beyazın kadrajda renk olarak bulunması gerekmiyor. Renkli bir fotoğrafta belki beyaz yoktur ama bizim anlattığımız ya da arayacağımız ton en parlak diye ifade ettiğimiz tonalitedir. Yani en parlak bölüm, yani en çok ışık alan bölüm. Bir de konuda siyah yoktur diyelim ama en koyu ton. Örneğin kayalıkların, belki de modelin en gölgeli, en az ışık alan belki de hiç almayan bir yerleri. Bu mesele, siyah beyaz ya da renkli, her fotoğrafın sorunudur. O nedenle kimi fotoğrafçılar kötü ışık koşullarında kamerayı toplar ve bu ışıkta fotoğraf olmaz derler. Gözümüz her ışık koşulunda görür. İyi görür. Gece yarısı az ışıklı bir sokakta da ışık vardır. O nedenle o sokakta o anda en parlak beyaz da en derin siyah da mevcuttur. Örneğin o sokakta gece vakti bir sokak lambası en parlakdır, duvarın arkası ise en derin siyah ya da gölge. Hepsi, çok spesifik durumlar dışında bulunur kısacası.

Poz ölçümü nereden yapacağız meselesi var. Çok pratik. Özel ve karmaşık ışık koşulları yoksa orta griden. Nedir orta gri? Örneğin doğadasın, orta gri çimen yelişidir, ya da ona denk yeşil yapraklar.
Işık ölçümünü oradan yap bas. Çok büyük bir olasılık doğru pozlama yaptın. Portre fotoğrafı çekiyorsun. Beyaz tenli olmayan birinin yüzünden ölç. Varsa beyaz tenli olmayan birinin avuç içinden. Ölçümü orta griden yaparsan büyük , ihtimal pozlaman doğru olacak. En parlak bölümden yaparsan fotoğraf az pozlanmış olacak, hatalı olacak. Nedeni çok basit. Fotoğraf makinesinin pozlama/tonalite yazılımı orta gri üzerinden çalışır ve makinen bu orta griden ölçüm almak zorundadır. Bir de doku kaybı meselesini yazalım, sonra daha etraflı değinmek üzere. Doku kaybı konusunda da göz çok üstündür. Ters ışık çekersin. Işık kaynağı tam karşındadır ve ışık geçirgenliği olmayan özneler koyu lekelere dönüşür. Önündeki diyelim ki o adamın üzerindeki tüm detaylar kaybolur. Gömleğinin deseni, cebinde sigara paketinin olup olmadığı asla anlaşılmaz. Doku kaybolmuştur yani. Ters ışık fotoğrafının ruhu da tamamen budur. Bir de bizim leke fotoğrafı dediğimiz fotoğraflarda doku kaybı kabul edilebilir. Bunlar dışındaki fotoğraflarda doku kaybına izni yoktur. Yani ters ışık dışında doku kaybetmemiz hata değil zaten yaptığımız işin bizatihi kendisidir. Bilerek yaparız yani. Bir de bir sorunu yazalım.

Hani kimi zaman tonaliteyle oynuyoruz ya. Özellikle fotoğrafı iyi sb yapmak için. Dokuları cayır cayır kaybediyoruz. En beyazı bulalım diye. Onu yapmayalım. Fotoğrafta olmayan her hangi bir şeyi fotoğrafta var etmeye çalışmak büyük ahlaksızlık. Örneğin doku kaybı. Ters ışık ya da leke fotoğrafları dışında, doku kaybı tolere edilebilecek bir iş değildir. Tam aksi maksimum doku kaydı fotoğrafçının pozlama başarının somut göstergesidir. Şimdi peyderpey altlarında minik açıklamalarıyla bazı fotoğraflar paylaşayım, daha iyi anlaşalım.

 

Çok doğru pozlanmış fotoğraf. Deniz üzerindeki dokular tam kaybolma noktasında yakalanmış, yani limitte ve korunmuş.

 

 

Çok doğru pozlama. En parlak beyaz ve derin siyah korunmuş. Arada da bir çok griler, antasitler. Tonalite zenginliği harika..

 

 

Doğru pozlanmış bir ters ışık. Kimi dokular ters ışık fotoğrafı olması nedeniyle bilerek yitirilmiş, ama doku kazıması yapılmamış. Doğru örnek..

 

 

Aynı fotoğraf zevzekçe kazınmış. Dokular jiletle kazınmış. Gökyüzü bembeyaz yapılmış, hata yapılmış. Olmamış.. Jiletle PC’de kazıma yapmayacağız..

 

 

Fotoğraf makinesi marifeti. Perspektif yığılması. Zoom lensle yüksek odak uzaklığı kullanırsın, arka plan gelir ön planın sırtına yapışır. Göz böyle göremez. Karşı kıyı gözünle baktığında asla bu kadar yakın değildir.

 

 

Geniş açının bozucu etkisi. Geniş açı kadrajın sağında ve solundaki dikeyleri (ağaçları, direkleri) kadrajın ortasına doğru yatırır. Gözün bunu asla yapmaz. Gözün bozmaz. Kameran bozar..

 

 

Parlak fotoğraf. Işık eksiği yok. Tam tadında pozlanmış, ışıklılığı yani parlaklığı iyi, standart pozlanmış fotoğraf. Gözün tam böyle görür..

 

 

Eksik pozlanmış fotoğraf. Atmosfer uygunsa gözün de böyle görür. En beyaz, en siyah yani en parlak ve en az parlak tonalite yani siyah ve bayaz ve ara tonaliteler mevcut. Doğru fotoğraf..

 

 

Doğru pozlanmış sb. fotoğraf. Siyah ve bayaz mevcut. Ara tonlar var.

 

 

Doğru pozlanmış renkli fotoğraf. En parlak var, derin siyah var. Ara tonlar var. Bunu çevir siyah beyaz fotoğrafa, doğru siyah beyaz fotoğraf olsun sana. Göz iki durumda da böyle görür. Bu renklide de siyah beyaza çevrilmiş halinde de.

 

 

Benim leke fotoğrafı diye adlandırdığım tip fotoğraf. Göz böyle görmez. Leke olarak görünen o adamların üzerlerindeki dokuları çıplak göz görür, kameran görmez. Bir tür sihirbazlık hokus pokus yaparsın, dokuları kaybedersin. Gerçek dünya bu değildir.

 

 

 

 

 

 

 

 

Makalemizi beğendiniz mi?

Ortalama 5 / 5. Toplam oy: 1

Henüz Oylanmadı

BENZER KONULAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz