Perşembe, Aralık 19, 2024
No menu items!

Hülya KANATLI

1968 yılında İstanbul’da doğmuştur. Emekli antikacıdır.
1990 yılında İstanbul Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Sosyal Antropoloji Bölümü’nden mezun olmuş, halen İstanbul Üniversitesi Çocuk Gelişimi ve Atatürk Üniversitesi İş Sağlığı ve Güvenliği öğrencisidir.

Fotoğrafa olan tutkusu, 2015 yılında Arel KALENDER ile tanışınca daha da artmış, onun verdiği bir çok seminer ve atölyeye katılmış ve 2016 yılında Zeytinburnu Kültür Sanat Merkezi’nde temel fotoğrafçılık eğitimi almıştır.

2016 yılında temelleri atılan Kutup Ayıları Fotoğraf Grubu’nun üyesidir. Fotoğraf çalışmalarında her zaman hocasının izinde, ışığın peşinde koşmaya devam edecektir.

ANTALYA DÖŞEME ALTI HALI TARLALARI
Halı insanların rahat ve sıcak bir zemin arayışı sonucu ortaya çıkan ve ev dekorasyonunda önemli yer tutan bir malzemedir. Tarihi ise; insanlık tarihi kadar eskidir. İnsanlar önce sıcak bir zemin yaratmak amacıyla hayvan postlarını kullanıyorlardı. İhtiyaçları arttıkça, ihtiyaçlarına uygun post bulamadıkları için, post taklidi yaygılar ürettiler. Zamanla sevdiklerini de desenleştirerek, bugünkü halının kaba örneklerine ulaştılar. Kısaca halı insanoğlunun doğaya karşı ve doğayı kendine uydurma mücadelesinin ilk ürünlerindendir.
Günümüze kadar gelen halı, yaşantımızda ekonomik, sosyal ve kültürel olarak önemli bir yer tutar. Gerek Türklerdeki, gerekse doğu ülkelerindeki ev dekorasyonundaki başlıca unsur halı ve kilimdir.

Halı ve kilimler gelin kızların çeyizlerini süsler, aşıkların sevgileri her ilmeğe düğüm düğüm atılır, motifler aşkların sembolleri olur, uğruna nice ağıtlar yakılıp, şarkılar yazılır…

Bugün Antalya’ya bağlı bir İlçe olan Döşemealtı’nda ıstar adı verilen tezgahlarda dokunan halılar Döşemealtı halısı olarak adlandırılmaktadır. En eski örnekleri Antalya Müzesi’nde sergilenen Döşemealtı halılarının atkısı ve çözgüsü koyun yünüdür. Bu yünler doğal boyama yöntemleriyle renklendirilmiştir. Halılarda genellikle kırmızı, mavi, lacivert, bordo, yeşil, siyah, beyaz renkler karşımıza çıkar. Zemin rengi ise kırmızı, mavi, bordo ve laciverttir. Döşemealtı halıları zemin kompozisyonuna göre Halelli, Toplu, Kocasulu, Dallı, Dallı-Akrepli, Mihraplı (Camili), Akrepli, Terazili-Toplu-Yastıklı, Bayraklı, Dokuz Toplu (Yıldızlı), Kuleli Yıldızlı Toplu, Laleli Mihraplı, Koyun Haplı Dallı, Heybe Toplu ve Ambarlı gibi türlere ayrılır. Türk düğümü, ters düğüm veya Gördes düğümü adı verilen teknikle dokunur. Dokunan halılar büyüklüklerine göre “Seccade”, “Yolluk”, “Çeyrek” isimleri alır.

Günümüzde el dokuması Döşemealtı halıları ve kilimleri mikroplardan arındırılmak ve renklerinin pastele dönüştürülmesi için buğday tarlalarına seriliyor. Binlerce halının bir arada buğday tarlalarında sergilenmesi görsel bir şölene dönüşüyor. Belirli saatlerde çevrilen halı ve kilimlerin güneşlenme süresi kalitelerine göre 10 gün ila 2 ay arasında değişiyor.

İşte benim hikayem de burada başlıyor; halı ve kilimlerin buğday tarlalarına serilmesi; halı tarlalarındaki renk cümbüşü ve geometrik şekillerin birbirlerine oluşturdukları tezatların yan yana sergilenmesi ve bu görsel şöleni bizlere sunan emekçilerimizin sergileme anında adım adım görüntülenmesi…

Makalemizi beğendiniz mi?

Ortalama 0 / 5. Toplam oy: 0

Henüz Oylanmadı

Önceki İçerik
Sonraki İçerik
BENZER KONULAR

Grup3

Grup2

Grup1