YER ÇEKİMİ – DEVAMLILIK – IŞIK – UYUM
YER ÇEKİMİ
Duvara ya da panoya asılı duran bir fotoğrafta eğri duran binalar, ağaçlar ya da herhangi bir şey insanı rahatsız etmektedir. Bu durumda hemen fotoğrafın duruş şekli değiştirilerek bu görüntü bozukluklarının giderilmesine çalışılır.
Elimize bir fotoğraf aldığımızda bu fotoğraftaki öğelerin öncelikle yer çekimine göre doğru duracakları bir şekle dönüştürdükten sonra fotoğrafın içeriği ile ilgilenmeye başlarız.
Bu tür düzenlemeler insanın doğasında var olan yer çekimi kuralının bir sonucudur.
Eğik duran ağaçlar ya da varlıklar bir felaketin sonucu ya da habercisi olarak insan zihninde yer almaktadır.
O halde ağırlığı olan her varlığın yerçekimi kuralına göre bir duruş şeklinin olması gerekir.
Fotoğraf da doğadaki olayları estetik kaygıyı göz önünde tutarak yeniden yorumlama olduğuna göre yer çekim kanununa göre bu düzenlemelerin yapılması gerekmektedir. Fotoğraf karesi içerisinde ağaçların eğik durması ya da bir insanın öne arkaya doğru eğik olması rüzgârın veya hareketin ifadesi için kullanılabilir.
Fakat bir binanın eğik olarak ya da bir ufuk çizgisinin eğik olarak fotoğraflanmasının hiçbir izahı olamaz. Objektif halde bizler de fotoğraflarımızı çekerken makinemizi yere (bulunduğumuz konuma göre değil) paralel tutarak bu çok basit fakat anlamlı kurala uymuş oluruz.
FOTOĞRAFTA DEVAMLILIK VE YÖN
Dünyada Araplar dışındaki bütün insanlar soldan sağa doğru okuyup yazarlar. Doğumundan ölüme kadar soldan sağa doğru bir yön izledikleri için bu da insanlarda bir yön ve hareket duygusuna yol açar. Okuyup yazma dışında bütün görsel etkileşimleri de bu yönde yönde yapar.
İzleyicinin gözü, fotoğraf üzerinde bir çizgi ya da kıvrım boyunca hareket eder. Göz bir unsurdan diğerine doğru kesintisiz geçişler yapabiliyorsa, devamlılık sağlanmış demektir.
Kişi, izleyicinin ilgisini konuya yönelterek, onu fotoğrafların labirentlerinde dolaştıracak görsel devamlılığı yaratmak zorundadır. Devamlılığı sağlamada aşağıdaki yöntemlerden yararlanılabilir.
- Görsel unsurlar gözün normal hareketlerine uyucak bir yönde yerleştirilmelidir.
- Algılama yönü, izleyicinin dikkatini dağıtmayacak biçimde düzenlenmelidir.
Göz alışkanlık gereği, soldan sağa ve yukarıdan aşağıya doğru bir yön izler. Gözün yatay hareketleri ise dikey hareketlerine göre daha kıvrak ve hızlıdır.
Ayrıca göz; büyükten küçüğe, koyu tondan açık tona, renkliden renksize, alışılmış olandan alışılmamış olana doğru bir algılama sırası izler.
FOTOĞRAFTA IŞIK
Fotoğraflanan bir konunun belirginleştirilmesinde en etkili araç ışıktır. Konuda vurgulanmak istenen noktaların diğer bölgelere göre daha aydınlık olması ya da istenmeyen görüntüleri fotoğraf karesinin dışına taşımak için bu bölgelerin çok aydınlık ya da karanlık olmaları fotoğrafta konunun belirginliğini artırır.
Görme ışıkla başlar. Işık görsel nesnelerin bize yansımasını, dolayısıyla görmemizi sağlar. Fotoğrafı etkileyen en önemli öğe de ışıktır. Işık enerjisi olmadan fotoğrafik görüntünün oluşması mümkün değildir. Aslında herhangi bir görüntünün oluşabilmesi için bir enerji türünün madde ile etkileşip oluşan bilgilerin bir yerlerde depolanması gerekir.
Fotoğraf yapmanın ilk adımı olan ışık, fotoğraftaki görselliğin nedenidir. Nasıl resim boya ile çiziliyorsa fotoğraf da ışıkla çizilir. Bir çekimde fotoğraf makinesinin ayarları ışığa göre yapılır. Çünkü fotoğrafın kaynağı ışıktır (Photo Yunanca ışık anlamına gelir). Bir ölçüde fotoğrafın başarısı ışığa bağlıdır; yani ışıklandırmayı doğru yapmak gerekir. Işığın en önemli işlevi fotoğrafın çekilmesini sağlamaktır. Işık fotoğrafın temel taşıdır. Bu nedenle ışığı iyi bilmek ve buna göre de iyi değerlendirmek gerekir.
Yani fotoğraf ışıkla başlar, ışıkla biter.
Önemli olan uygun ışığı seçebilmektir. Tıpkı uygun bir kompozisyonu seçmek gibi…
Ayrıca geliş açılarına ya da doğal nedenlere ( kar, yağmur, deniz kenarı, yüksek yerler ) göre ışığın durumu da değişir. Işık, salt fotoğrafın oluşumunda rol oynamaz aynı zamanda sanatsal bağlamda da belirleyici olur. Kullanılan ışık tarzı fotoğrafın estetik değerinde etkili olur.
Fotoğraf çekimine başlamadan önce; çekim yapılacak ortamın ışığı, çekim zamanı, mekânın özellikleri, ışık kaynakları ve konuyu aydınlatan ışığın özellikleri önceden bilinmelidir. Bu ışığa uygun araç gereçler ve ekipmanlar seçilmelidir. Güzel ve amacına uygun fotoğraf çekmenin temel kuralı fotoğrafı çekilecek konun ışığının doğru tanımlanması ve fotoğraf çekiminin ışık koşullarına göre yapılmasıdır.
- Fotoğraf çekimi yapılacak ortamın ışığı önceden araştırılmalıdır.
- Fotoğraf çekilecek zaman doğru planlanmalıdır. Fotoğraf çekimi, gece mi, gündüz mü; yoksa daha farklı bir zamanda mı yapılacak?
- Fotoğraf çekilecek mekânın özellikleri incelenmelidir. Mekân kapalı mı; yoksa açık bir alan mı?
- Fotoğraf çekilecek ortamın ışık kaynağı doğal ışık mı; yoksa yapay ışık mı olduğu belirlenmelidir.
- Fotoğrafı çekilecek konunun üzerine düşen ışığın özelliklerini tanımlanmalıdır. Konunun ışığının fotoğraf çekimi için yeterli olup olmadığı belirlenmelidir. Işık yeterli değil ise ışığın en uygun olduğu koşullar için planlama yapılmalıdır.
- Işık istenen özelliklere uygun ise fotoğraf çekimi için gerekli olacak araç gereçler belirlenir ve ışığa en uygun film seçilir.
- Fotoğraf çekimi için ışık açısından en uygun yer ve açı tespit edilmelidir.
Doğru fotoğraf çekimi yapabilmek için öncelikle ışık kaynaklarını, ışığın özelliklerini ve farklı ışıkların fotoğraf üzerindeki etkilerini kavramak ve ortamdaki ışığı doğru olarak tanımlamak gerekir.
FOTOĞRAFTA UYUM (AHENK)
Fotograf çerçevesindeki unsurların, büyüklüğü, biçimi, hareketi (doğrultu ve yön), ton değerleri ve renklerin gösterdiği benzerliktir ve bu anlatıma güç katar.
İki ya da daha çok öğenin birbirini hareket, biçim, renk ve ton değerleri bakımından desteklenmesi anlatıma güç katar.
Uyumla ritim arasında ne fark var diye bakarsak; ritimde birinci koşul öğelerin eşdeğer olmasıdır. Öğelerin birbirlerinin aynısı (büyüklük, renk, biçim vb yönlerden) olması gerekmektedir. Uyumda ise öğelerin benzerliği yeterlidir. Ritimde öğeler arası mesafe eşit ya da belli bir düzende olmalıdır. Uyumda ise öğelerin boyutu ve aralığı konusunda ritimdeki gibi eşitlik aranmaz. Sadece öğelerin uygunluğa, birbirine yakışan veya çağrıştıran öğelerin beraberliğine bakılır.
Ritim fotoğrafı
Uyum fotoğrafı
Uyumda benzer öğelerin yan yana kullanılması anlatımı güçlendirirken ritimde, benzer öğelerin belirli aralıklarla tekrarlanması anlatımı güçlendirmektedir.
Örneğin Kapadokya’nın tipik kıvrımlı arazisinde bir fotograf çeksek; belki hiçbir kıvrım diğerinin aynısı olmayacak ama benzer ve uyumlu olacaklardır. Kısacası yan yana bulunan birden çok öğenin tekil hallerine göre daha güçlü etki yapması halidir.
Bazen ritim ve uyum birlikte kullanılabilir. Hareket eden öğelerin aynı tarafa yönelmesi ya da duran nesnelerin aynı tarafa yönelişi, bir grup insanın aynı yöne bakmaları gibi, biçimsel bir ritim ile birlikte hareketteki uyumu sağlar.
Biçimsel uyum: Küçüklü büyüklü benzer biçimlerin arasında biçim uyumu söz konusudur. Yuvarlak biçimlerin yuvarlak biçimlerle gösterdiği uyumdur. Aynı şey köşeli ya da sivri biçimler arasında da söz konusudur. Mimari fotograflarda sıklıkla karşılaşılan bir uyumdur. Camilerdeki ana kubbenin etrafındaki küçük kubbeler buna en güzel örneklerden biridir. Aynı tür ağaçlardan oluşan bir koruda ya da bir ipe asılı çamaşırlar arasında da benzer bir uyum vardır.
Hareket uyumu: Fotograf içindeki hareketli öğelerin aynı hareketi ya da aynı yöne doğru hareketleri yapmasının sağlayacağı uyumdur. Dans gösterilerinde çekilecek fotograflarda bu uyumu görmek çok kolaydır.
Renk uyumu: Renklerin dizili olduğu spektrumdaki komşu renkler için kullanılır. Örneğin kırmızı ile turuncu, sarı ile yeşil arasındaki uyumdan söz edilir. Bilimsel terminolojide bunun adı “bağlantılı renkler”dir.
Renk uyumu olarak da renk çarkındaki komşu renkler arasındaki uyum anlatımı zenginleştirir.
Teşekkürler ? ??
Emeklerine saglik. Keyifle okudum
Bir çırpıda okudum. Daha sonra da tekrar tekrar okunacak ve her okumada farklı bir bilgiye ulaşılabilecek bir yazı fotoğraflarda birbirinden güzel.