Fotoğrafta kompozisyonun tanımını Prof. Sabit KALFAGİL Hoca şöyle yapıyor:
“Fotoğrafın dilini oluşturan tüm anlatım ögelerinin, belli bir çerçeve içinde, anlatımı etkili kılacak, izleyicinin duygu ve düşünceleri ile anlatılanı paylaşmasını sağlayacak doğrultuda düzenlenmesidir.’’
Kompozisyon, ayrı parçalardan birleştirme yoluyla dengeli ve düzenli bir bütün oluşturma işidir. Fotoğrafta kompozisyon ise, fotoğraf çerçevesine giren objeleri göze hoş gelecek şekilde seçme ve düzenleme işidir.
Görsel Tasarım öğeleri
-Nokta
-çizgi
-Renk
-Doku
-Boyut
-Biçim
-Yüzey
Görsel Tasarım İlkeleri (Kompozisyon İlkeleri)
-Zıtlık
-Odak Noktası
-Görsel Denge
-Görsel Ritm
-şekil
Fotoğrafta Kompozisyon öğeleri
-Belirginlik
-Sadelik
-Ritim
-Uyum
-Kontrast
-Işık
-Perspektif
-Keskinlik
-Doku
-Hız ve Hareket
-Bütünlük
-Denge
-Orantı
FOTOĞRAFTA BELİRGİNLİK
Fotoğrafta verilmek istenen mesajı izleyicinin algılayabilmesi için anlatımı ifade sağlayan görüntülerin diğerlerine göre daha belirgin olması gerekir.
Fotoğrafta seçici bir yöntem uygulanır. Anlatım için gerekli öğeleri kadraj içine alıp gereksiz ve izleyiciyi konu dışına sürükleyen görüntüler kadraj dışına çıkartılmalıdır. Kadraj içinde bulunması uygun görülmeyen görüntüler hareketli ise karenin dışına çıkması, yer değiştirmeyecek görüntüler ise fotoğrafçının bakış noktasını değiştirmesi, bakış noktasının değişmesi anlatımı zayıflatacak ise odak uzaklığı farklı bir objektif kullanması gerekmektedir. Bu tercihler sonucunda sadeliğe ve belirginlige ulaşılmış, gösterilmek istenen konu üzerinde direkt olarak izleyicinin dikkati toplanmış olur.
FOTOĞRAFTA KONTRAST – FOTOĞRAFTA ZITLIK
Kontrast, kelime anlamıyla zıtlık demektir. Fotoğrafta yer alan öğelerin gerek ışık, gerek objeler ve gerekse renk bakımından karşıt bir anlam ifade edecek şekilde yer almasıdır.
Kontrast = Zıtlık = Karşıtlık
Fotoğrafta kontrast, çerçevede yer alacak ögelerin ışık, obje ve renk bakımından karşıt bir anlam oluşturmasına denir. Uzun ve kısa iki insanın, farklı yönlere giden iki arabanın ya da üçgen ve daire görüntülerinin birlikle kullanılması kontrasta örnek gösterilebilir.
örnek olarak renk kontrastı, doku kontratı, anlam kontrastı, içsel zıtlık, biçim kontrastı, ton kontrastı vb gibi aklımıza gelebilecek her türlü zıtlığı fotoğrafta kontrasta ilave edebiliriz.
Birbirine zıt öğelerin birlikte kullanılması konunun belirginliğini artırabilir. örneğin, bir insanın boyunun çok uzun olduğunu göstermeniz için yanına normal veya kısa boylu bir insanın görüntüsü gerekir. Bir cismin büyüklüğünü göstermek için kendi eş değerinde bir cisimle fotoğraflanması gerekir. Fakat fotoğrafta büyüklüğü vurgulamak istersek daha küçük bir öğe ile fotoğraflamak uygundur. örneğin, bir basketbolcu uzun boylu bir kişinin yanında gerçek boyunda bir görüntü sergilerken, kısa boylu bir kişinin yanında boyu abartılı olarak vurgulanır.
Farklı yönlere giden iki kişinin görüntüsü harekette kontrast oluştururken, bir üçgen ile dairenin birlikte fotoğraflanması biçimsel kontrastı meydana getirir.
Biçimsel kontrastın yanında içeriksel kontrast kavramından da söz edilebilir. I·çeriksel zıtlıktan bahsedilebilmesi için biçimsel kontrastın olması gerekir. Hamur yoğuran ve aynı zamanda bebeğini susturmaya çalışan bir anne ile yanında ayak ayaküstüne atıp oturan bir babanın görüntüsü çalışan ile oturanın zıtlığını anlatır. çok eski bir radyoyu dinleyen bir dede ile yanında oturan bilgisayardan anlık haber indiren bir torun zaman kontrastına örnek gösterilebilir.
Renkle ve tonlarla da kontrast elde edilebilir. Burada birbirine zıt renklerin kullanılması en belirgin kontrastı verirken, ara tonların ve renklerin kullanılması dereceli bir kontrast oluşmasını sağlar. özellikle sıcak ve soğuk renklerin birlikte kullanılması fotoğrafa ayrı bir anlam katar.
Kontrast renkler
-Kırmızı Yeşil
-Mavi Turuncu
-Sarı Mor
Aşırı kontrastın, fotoğrafın belirginleştirilmesinden ziyade konunun ve ilginin bölünmesine ve dağılmasına yol açacağı unutulmamalıdır.
Kontrastın sağladığı en büyük yarar farklılıklar sayesinde fotoğrafın vurgusunu arttırmaktır.
FOTOĞRAFTA DENGE
Görsel ağırlığın eşit olarak dağıtılmasına denir. Bu sayede huzurlu bir tasarım ortaya çıkabilir.
DENGE
Denge, görselin göz tarafından algılanan ağırlığı ile ilgilidir. öğretim materyalleri üzerinde denge, yatay ve dikey eksenin her iki tarafına görseli oluşturan ögelerin eşit olarak dağıtılması ile oluşturulur.
örneğin; büyük-küçük, uzun-kısa, yuvarlak-köşeli, açık-koyu, parlak-mat gibi zıtlıklar fotoğrafı dengede tutar.
Dengeli pozlandırılmış olan bir fotoğrafta öğeler arasındaki uyum, belirginlik ve bütünlüğün yanında aranan önemli bir görsel unsur dengedir. Ana öğe ile yardımcı öğeler arasında, boyut, renk, ton, biçim ve kontrast dengesinin sağlanması anlatımı güçlendirirken fotoğraftaki uyumu, belirginliği ve bütünlüğü sağlar.
Fotoğraftaki denge kavramı, fizikteki ve matematikteki denge kavramının içeriği ve anlamıyla aynı şeyi ifade eder.
Fotoğrafta iki türlü dengeden bahsedilir. Birincisi simetrik denge, diğeri de asimetrik dengedir.
İnsan, simetriden ziyade simetri olmayan düzenlemeleri tercih etmektedir. Bu nedenle görüntüde bir birine eş değer iki ayrı düzenlemenin oluşmasını engellemek için, merkezden farklı uzaklıklarda ve değişik ağırlıklarda öğelerin düzenlenmesi gerekir. Ağırlık kavramını fizik ve matematikteki anlamından farklı bir anlam da fotoğrafçılıkta kullanılmaktadır. Fotoğraf açısından öğelerin ağırlığı, fotoğraf karesi içinde kapladıkları alan ile renk tonlarının çarpımıyla elde edilen değerdir. örneğin, fotoğrafın merkezine uzaklıkları ve büyüklükleri aynı iki öğeden birinin rengi ve tonu fotoğraf karesinin rengi ve tonuna yakın diğeri de zıt renkte oluşmuş bir fotoğrafta denge bozulmuştur. Bu durumda, genele zıt renkte olan öğeyi merkeze yaklaştırmak suretiyle denge sağlanabilir. Bir manzara fotoğrafı çekerken bulutsuz bir gökyüzünün fotoğraf üzerindeki dengeyi bozmasını önlemek için çekim yaptığımız yerde ağaç yapraklarını ya da bulut görüntülerini gökyüzüne serpiştirerek buradaki boşluk giderilebilir ve fotoğrafta denge sağlanır.
Denge aslına bakılırsa hayatımızın neredeyse her yerinde vardır.
Fotoğrafta denge dediğimiz zaman ana öge ve yardımcı ögelerin kadraja yerleştirilmesindeki dengeden bahsetmek gerekir. öğeleri öyle bir yerleştirmeliyiz ki ebatları ve yakınlıkları göz önüne alındığında zihinde dengesizlik oluşturmamalıdır.
Dengenin var olduğu kompozisyonlar dengesizlik engelleneceği gibi, kadrajdaki boş alanlar da dolmuş olacaktır. çünkü dengeli kompozisyonlar fotoğraftaki boşlukların hangi ebatta, hangi yönde doldurulması ile de ilgilidir.
Fotoğrafta denge sağlanmaya çalışılırken renk ya da lekelerden de çokça faydalanılır. Fotoğrafta lekeler kontür dokularıyla kompozisyona güçlü anlam etkisi katarlar. Aynı zamanda da denge oluştururken yardımcı olurlar.
Simetrik dengede simetri söz konusudur. Kompozisyon yatay ya da dikeyde simetri ile oluşturuluyor ve sağ-sol ya da alt-üst bölgelerin yoğunluğu denk ise simetrik dengeden söz edilebilir. Sıklıkla tercih edilmez. Fotoğrafa durağanlık ve sakinlik katacaktır.
Fakat asimetik denge ise fotoğrafa heyecan ve devinim katar. Simetrinin olmadığı denge durumunda asimetrik denge gerçekleşmiş demektir.
Denge ile ilgili fotoğraf örnekleri:
FOTOĞRAFTA HAREKET
Görsel bir imajda hareket ediyormuş hissiyatı uyandırdığında ortaya çıkar. Çizgiler veya üç boyutlu cisimler konumları ile bir takım yönler gösterir. Yatay ve dikey yönler arasında birçok ara konumda yön vardır. Yönleri birbirini kesen ve dik durumda olan çizgi ve biçimler zıt ve aykırı sayılır. Birbirine yakın uygunluk ve paralelde olanlar ise uygun durumda kabul edilir. Kompozisyon hazırlarken yönleri değiştirmek farklı ve güzel görüntüler oluştururken aynı zamanda kompozisyona dinamizm ve hareket de kazandırır.
Hareket genellikle yöne bağlı olarak oluşur. Kompozisyonu oluşturan öğeler karşıtlık düzeni içinde farklı hareket etkisi yaratabilir.
Fotoğraf aslında durağandır. Yani hareketsizdir. Fakat bahsettiğimiz şey hareketli fotoğraf yapma değil, fotoğraftaki nesnelerin hareket ediyor hissini oluşturmaktır. Nasıl olacak da biz hareket ettireceğiz nesneleri diye düşünebilirsiniz. Mesele fotoğrafın içindeki nesneleri hareket ettirmek değildir. I·şin sırrı izleyiciye hareket hissini aktarmaktır. Tabi bunun için ilk şart kompozisyonun içinde hareket eden bir nesnenin olması gerekir.
Hareket Hissi veya Hareket Netsizliği dediğimiz bu olgu; hareket etme eğiliminde bulunan bir objeyi nispeten düşük enstantane ile hareket ediyormuşcasına fotoğraflamaktır. Düşük perde hızı kullanılacağı için hareket eden kısım hareket yönünde bulanık çıkacaktır. Bu bulanıklık izleyiciye hareket ediyormuş hissini aktaracaktır.
Hareket hissi oluşturmak için hareket eden nesnenin tamamından ziyade bir kısmının hareket ediyormuş hissi oluşturulması ka^fidir. Tamamı bulanık olursa bu sefer obje fotoğrafta ayan beyan seçilemeyecektir.
Hareket hissinin yakalanabileceği enstantane hızı, hareket eden nesneniz hızına bağlı değişecektir. Bazen 1/30 kafi gelirken bazen de 1/200 dahi kafidir. Kimi zaman ise 1/5 yetecektir. Enstantane hızınızı etkileyecek 2 önemli şey vardır. Birisi nesnenin hızı diğeri objektifinizin odak uzaklığı. Nesne hızını açıklamaya çok da gerek yok fakat objektifin odak uzaklığı etkisini kısaca açıklayalım. Tele lensler yani uzun odak uzunluğuna sahip lensler hareket hissini daha fazla yaşatacaklardır. örneğin 25 km hızla giden bir koşucuyu 35mm lens ile çekerseniz hareket olgusunu yakalayamayabilirsiniz. Fakat 300 mm lens ve aynı enstantane ile çekerseniz hareket bulanıklığı fotoğrafa kesinlikle yansıyacaktır. Tabi tele lenslerde makinenin sabitlenmesi de zor olmaktadır.
FOTOĞRAFTA ŞEKİL
Farklı renk ve dokuların oluşturduğu çizgilerle öğenin çevrelendiği kapalı alan olarak tanımlamak mümkündür. şekli ayrıca yükseklik ve genişliğe sahip iki boyutlu nesne olarak da tanımlamak mümkün. Temel geometrik şekiller daire, kare, üçgen ve dikdörtgendir.
çizgilerle oluşturulan kapalı bir alana verilen isimdir. Yükseklik ve genişliği olan ancak derinliği olmayan iki boyutlu bir nesne olarak da düşünebilir.