Lensler ve görsel etkilerini anlatmak için öncelikle elimizdeki opsiyonları sıralayalım:
Lensleri görüş açılarına göre sınıflandırıyoruz bildiğiniz gibi. En genişten dara gidelim:
Balık göz lensler en genişleri olup 180 derecelik görüş açısına kadar çıkabilirler. Daha sonra ultra geniş açılar gelir. Balık göze kaçmayan en geniş açı 13 mm’dir.
14-24 mm arası, ultra geniş açı olarak adlandırılır.
Daha sonra geniş açılar vardır. 35-24 mm arası genelde bu sınıfa girer.
35 -70 mm arası normal açı olarak kabul edilebilir ve gözümüzün gördüğüne en yakın görüş açısı derecesi bu aralıktadır. Hepimizin bildiği gibi en en yakını da 50 mm’dir.
70 mm’den sonra 200 mm’e kadar telefoto diyebiliriz. Perspektif yığılması burada yoğun olarak başlar ve devam eder.
200 üzeri mm değerli lensler ise süper telefoto olup özel işler için kullanılmaktadırlar. Bunun sınırı teleskoptur.
Şimdi tek tek kullanım amaçlarına bakabiliriz hepsinin:
Balık göz lenslerle başlayalım.
Balık göz lensler gerçekliği epeyce eğip bükerler. Bu sebeple çok kullanışlı oldukları söylenemez. Özellikle gerçekliğin abartılıp eğlenceli hale getirilmeye çalışıldığı yerlerde kullanılırlar.
Mimari olarak çok dar bir alanda çekim için kullanılabilirler ama düz çizgileri eğmeleri sebebiyle asıl mimari fotoğrafları için uygun değildirler.
Gökyüzünü çekerken de kullanılabilirler.
Genel olarak balık göz lens çok kullanışlı olmamakla birlikte eğlence amaçlı kullanılıyor diyebiliriz.
Geldik 14-24 mm arası ultra geniş açılara:
Ultra geniş açı lenslerdeki en büyük sorun balık gözün doğasında olan düz çizgileri eğip bükmesidir. Açı genişledikçe bu oran artar. Yüksek kalite lenslerde bu bozulma azalır ancak fiyat yükselir. Geniş açı bozulmasını photoshop gibi uygulamalar kolayca düzeltir.
Ancak bu bozulma, çizgiler düz olsa bile farklı etkilerle devam ederler.
Kenarlara yaklaştıkça objelerin şekli kaymaya başlar, eğrilip uzarlar. Bu lensin doğasında vardır. Ultra geniş açılar ile mimari ve iç mekan fotoğrafları çekilir. Dar alana büyük miktar alan sığdırmak için birebirdir.
Bu iki alan dışında landscape dediğimiz tarz da çekilebilir. Burada landscape çekerken dikkat edilmesi gereken nokta lense çok çok yakın ilgi çekici bir obje olmalıdır.
Ultra geniş açının ana özelliği, yakındaki objeleri olduğundan büyük, uzaktakileri ise olduğundan daha uzak ve daha küçük göstermeleridir. Bu sebeple ultra geniş açı ile çalışırken ilgi merkezine büyük bir obje koymak görsel denge için elzemdir.
Ultra geniş açı ile portre de çekilir ama yine eğlence amaçlı diyebiliriz. Çünkü yüzdeki organların oranları değişir ve gerçekçi olmayan abartılı komik görüntüler oluşabilir. Burun büyür. Kulaklar küçülür. Yanaklar incelir. Yüz uzar. Ama bu efektleri iyi kullanırsanız eğlenceli portreler çıkabilir.
Ultra geniş açı ile tam boy portresi alıp kişiyi karenin ortasına koyarsanız da derinlik efekti yüksek, çevresiyle bütünleşmiş bir fotoğraf ortaya çıkar.
Ultra genişten geniş açıya geçelim, 24-35 mm arası lenslere:
24 mm’den aşağıda perspektif bozulması kesin olmaktadır, kenarlar uzar yamulur ama 24-35 mm arasında bu çok daha azdır (sıfırlanmaz).
Hem geniş alanları kompozisyona sığdırırsınız hem de perspektif bozulmanız az olur. Bu aralık bir çok fotoğrafçılık tipinde kullanılmaktadır. En çok da biz sokak fotoğrafçıları severiz.
Çekilen obje/nesne/kişi , çevresi ile birlikte bozulma olmadan, etkileşimi kesilmeden bu mm aralıklarında çok güzel fotoğraflanır.
Buraya kadar alan derinliği de genellikle geniş olur (1.4 gibi çok geniş diyaframlar hariç). Geniş alan derinliği çekilen ilgi merkezinin çevresinden soyutlanmadan, çevresi ile ilişki içerisinde gösterilebilmesi için değerlidir.
Çekilecek objeden yeterince uzaklaşılabiliyor ise ultra geniş açılara inmek yerine tercih edilebilirler.
Gelelim normal açımıza yani 35-70 mm aralığına
Bu aralık en çok kullanılan aralıktır, belki de en çok kullanılan da 50 mm’dir. Çünkü 50 mm bizim bakış açımıza en yakın görüş alanını vermektedir. Özellikle prime lenslerde daha az cam kullanıldığı için 50 mm hem ucuz hem keskindir. Hemen hepimizin çantasında vardır. 50 mm ile herşey çekilir. Çok da güzel olur. Özellikle açık diyafram ve 50 mm şahanedir. Çekilen ilgi odağı, çevresinden soyutlanır ve sevdiğimiz arkası flu fotoğraflar çıkar. Amma velakinportre için halen yüzde perspektif bozulması yapar. Bu bozulma 85 mm’ye kadar devam eder, artık burada tersine döner.
Sıra geldi telefotoya
Telefoto için 70-200 mm arası demiştik. En tatlı portre lensi 70-200 f/2.8 , benim de favorimdir.
Artık burada geniş açıdaki gibi yüz uzamaz, burun büyümez, tam tersine yüz yayvanlaşır ve kulak burun arası kısalmaya başlar. Çünkü artık perspektif yığılması vardır. Telefoto lensler uzağı yakın yaparken, yakın ile uzak nesne arasındaki mesafeyi daha yakınmış gibi gösterirler. Bu da kız kulesi ile galata kulesini önlü arkalı dipdibe görüyormuş hissini verir (süper telefoto ile). Spor fotoğrafçıları ve vahşi doğacılar telefotonun altını kullanmazlar. Genelde de süper telefoto kullanırlar.
Portre mevzusunu tüm lens tipleri için şöyle bir görselle açıklayalım:
Kadraj aynı olması için epey geriye giderek çekilmiş mm büyüdükçe. Ama dikkatli incelerseniz 20 mm’de kafa uzun,gerçek dışı iken, 70 mm’den sonra bariz yayvanlaşır. Benim şahsi favorim 135 mm, portrede çok hoşuma gider. Ama 85 üzerinde yüz proporsiyonu bozulmaktadır, bu kesin.
Şu örnek ile biraz da alan derinliğine girelim. Diyafram açıklığı ne kadar yüksekse, o kadar alan derinliği düşer. Net alan azalır, flu alan artar.
Lens tipi ile diyafram açıklığı direkt sonucu değiştirir. 500 mm lens ile f/6.3 kullanır kuş çekerseniz, kuş net çıkar diğer herşey flu. Ama 16 mm f/6.3 ile insan çekerseniz, hiç flu alan olmaz heryer net olur.
Odak uzaklığı arttıkça perspektif yığılması sebebiyle diyafram açıklığı azalsa bile görünen alan derinliği düşük olacaktır.
Bu sebeple 135 mm ile portre çekerken 2.8 diyafram mis gibi bokeh verir. Ama 50 mm 2.8, o bokeh etkisini vermez.
Portre için özellikle önemli bilgidir.
Burada f/8 her yeri net çıkarır mesela, tüm fotoğraf net olur.
Geniş açı ve ultra geniş açıda bokeh elde etmek lensin fiziksel dizaynına aykırıdır, zordur. 24 mm f/1.4 hariçtir bu dediğime.
Tam tersi süper telefotoda da her yeri net çıkarmak için f/22 bile yapsanız işiniz zordur.
Alan derinliği ihtiyacınıza göre kullanacağınız lens de değişir.
Portrede çevre önemsenmeyecekse 70-200 aralığı candır. Yok çevre de istenecekse açık diyafram ile 50 mm, 35 mm, hatta 24 mm’e gidilebilir.
Landscape ve mimari için her yerin açıkça net olması önemlidir.
Hem her yeri kadraja sokan hem de çok kısık diyaframa gitmeden net çıkaran geniş açı ve ultra geniş açı kullanılır.
Mükemmel bir özet olmuş, teşekkürler.
Samimi yorumlarınızla kotardığınız bilgiler için teşekkür ederim.
?