Çarşamba, Aralık 18, 2024
No menu items!
Ana SayfaBlog3 Lider, 3 Fotoğrafçı, 3 Hikaye

3 Lider, 3 Fotoğrafçı, 3 Hikaye

Fotoğraf;  dünyaca ünlü Mardin doğumlu Kanadalı portre fotoğrafçısı Yusuf Karş’a ait. Karş çektiği portelerdeki insanların hem görünen, hem de görünmeyen yüzlerini göstermeye çalıştığını söyler.

2.Dünya Savaşı’nın en sıcak günlerinde İngiltere Başbakanı Winston Churchill, Kanada’ya gelir. Karş’tan da bir portresini çekmesi istenir. Karş, Britanya Büyükelçiliği’ne stüdyosunu kurar. Çekime geçilir, ama bir türlü Churchill’den istediği yüz ifadesini alamaz. Churchill sert mizacı ile bilinen döneminin demir yumruğudur. Karş’ın asıl yapmak istediği ise bu sert ve inatçı mizacını fotoğraflamaktı.

 

Karş puroyu bırakmasını ister ama Churchill yapmaz istediğini ve puro ile çekmesini ister. Karş önce kamerasındaki tüm teknik ayarların doğru olduğundan emin olur, bekler, bekler ve sonra bir anda hiç düşünmeden ama saygılı bir şekilde “beni affedin efendim” der ve Churchill’in ağzındaki puroyu çeker. Kamerasının yanına döndüğünde Churchill’in kendisine hırçın ve sert bir şekilde baktığını görür ve tam o anda fotoğrafı çeker.  Söylendiğine göre İngiliz Başbakan Karş’a, “Fotoğrafını çekmek için kükreyen bir aslanı bile hareketsiz bırakabilirsin” der ve sonrasında bu fotoğrafın adı “ Kükreyen Aslan ” olarak anılır

Churchill ‘in bu simgesel fotoğrafı en çok reprodüksiyonu yapılmış fotoğrafıdır ve en son 2016 yılında 5 Poundluk banknotların üzerine basıldığını görürüz.

 

 

 

 


Yusuf Karş ( 23 Aralık 1908, Mardin – 13 Temmuz 2002, Boston, ABD), çağın önemli kişilerini görüntüleyen portre çalışmalarıyla tanınmış Kanadalı Ermeni fotoğrafçı. 1935’te Kanada hükümetinin resmi portre fotoğrafçılığına atanan Karş’ın 1941’de çektiği Sir Winston Churchill portresi, İngiliz önderinin inatçı kararlılığını büyük bir başarıyla yansıtıyordu ve dünya çapında ün kazandı. Sonrasında Karsh 1943’te İngiltere’ye giderek aralarında kraliyet ailesi üyeleri, devlet adamları, sanatçılar ve yazarların da yer aldığı, ülkenin önde gelen kişilerini fotoğrafladı. Fotoğraf tarihinde portre fotoğrafçılığının en büyük üstatlarından biri sayılan Karş 1960’ta Ottowa’da Kanada Ulusal Galerisi’nde, New York eyaletinin Rochester kentindeki George Eastman Evi’nde ve Güney Afrika’da Natal Üniversitesi’nde kişisel sergiler açtı. Yapıtları Montreal’deki 1967 Dünya Fuarı Expo 67’de, Ontario Pavyonunda sergilendi.


 

Mahatma ( Yüce Ruh ) Gandi’nin bu ikonik çıkrıklı fotoğrafını Margaret Bourke-White, 1946’da çekti.  Hindistan’ın bölünmesine ve Pakistan’ın kurulmasına ve Hindistan’ın bağımsızlığına giden yolda, Hindistan’a seyahat etmesi ve Hindistan’ın gelecekteki liderlerini fotoğraflaması için Life dergisi tarafından görevlendirilmişti.  Ziyareti sırasında Bourke-White yüzlerce fotoğraf çekmişti ve Life dergisinin makalesinde iki Gandi fotoğrafı yer alır. Ancak, yayınlanmak üzere seçilen fotoğrafların hiçbiri Gandi’nin çıkrıklı fotoğrafı değildir.

Çıkrık; kendisi de günde 1 saat çıkrık çeviren ve tüm çevresi, takipçilerine de çevirmelerini, İngiliz kumaşı yerine çıkrıkla kendi ürettikleri kumaşı giymelerini öğütleyen Gandi ile özdeşleşmiş, Hindistan’ın bağımsızlığının simgesi olmuştu. Bu sebeple fotoğrafın bağlamı için 1920’lerde başlayan ve Hindistan’daki İngiliz sömürgecilerine karşı Gandi ve Hindistan Ulusal Kongresi tarafından yönetilen Hindistan Bağımsızlık hareketidir denilebilir.  Bourke-White‘ın bu güçlü fotoğrafı Life dergisinde ancak Gandi’nin 1948 yılında bir suikast sonucu öldürülmesi sonrası yayınlanmıştır.  Bazı kaynaklarda Bourke-White’ın bu fotoğrafı Gandi suikastından bir kaç saat önce çektiği yazsa da bu doğru değildir.

Mahatma Gandhi, charkha’yı yani çıkrığı eski çalışma etiğinin bir metaforu ve İngiliz yönetimine ekonomik ve sosyal tepkinin bir sembolü haline getirerek siyasi kurtuluş için önemli bir araç olarak ustaca kullandı.  Nisan 1921’de Mohandas Karamchand Gandhi, Young India dergisinde yazdığı makalede bir Hint bayrağına duyulan ihtiyacı yazmış  ve  merkezinde çıkrık (charkha) bulunan bir bayrak önermişti. Bu önerisinin 1947 yılında kabul edilen Hindistan Cumhuriyet Bayrağında gerçekleştiğini görebilmişti.

 

 

 

 


Margaret Bourke-White (14 Haziran 1904 – 27 Ağustos 1971),

Başarıları saymakla bitmeyecek olan ilklerin kadınıydı: Fortune’un ilk fotoğrafçısı, Sovyetler Birliği’ne girmesine izin verilen ilk Batılı profesyonel fotoğrafçı, Life dergisinin ilk kadın fotoğrafçısı ve İkinci Dünya Savaşı sırasında muharebe bölgelerinde çalışmak için akreditasyon alan ilk kadın savaş muhabiri. Stalin’i gülümserken çekebilen tek fotoğrafçı, olduğu da söylenir.

1927 ismine annesinin de soyadı olan Bourke ‘u da ekleyen Margaret hayatı boyunca inanılmaz başarılara imza atmıştı 1953’de başlayıp 18 yıl süren Parkinson hastalığı sırasında Portrait of Myself adında otobiyografisini yazdı. Bunun dışında ‘ You Have Seen Their Faces’ adındaki 1937’deki Güney’in Büyük Bunalım’daki koşullarını; İkinci Dünya Savaşı sonrasında Dear Fathetland, Rest Quietly kitabında savaş sırasında yaşadıklarını kaleme alan Bourke, gerisinde olağanüstü fotoğraf kariyerinin yanında kendisine ait olan 12 kitabı da bıraktı.


 

Fotoğrafın çekildiği 26 Ağustos 1922’de Büyük Taarruz başladıktan kısa bir süre sonra Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, muharebeleri sevk ve idare etmek için 1. Ordu ve Genelkurmay karargâhı ile birlikte çıktığı Afyon Kocatepe’dedir. Bu tarihi fotoğrafı çeken hem subay, hem de Atatürk’ün fotoğrafçısı olan Etem Hamdi Tem, ülkenin kaderini belirleyen o sabah fotoğrafı çektiği anı söyle anlatır; “ O sabah Kocatepe’de bulunuyorduk. Taarruz, şafak vakti saat beşte başlamıştı. Mustafa Kemal Paşa, günler ve geceler süren yorgunluğuna rağmen ayakta, vaziyeti adım adım takip ediyor, direktifler veriyordu. Bir ara kumandanlardan ayrıldı. Tek başına, kayalıklar arasında dalgın ve düşünceli dolaşmaya başladı. Zaman zaman sahra dürbünleriyle düşman cephesine bakıyordu… Bir aralık o kayalık tepenin ucuna geldi. Hafifçe eğilmişti. Başparmağı dudaklarının arasındaydı. Hemen objektifimi çevirdim, adeta nefes almayacak kadar bir sessizlik içinde deklanşöre bastım, resmini çektim.”

Fotoğrafla birlikte anılarına da şu notu da düştü: “Sade bir asker esvabı, teklifsiz bir tavır, çevik bir vücut çizgisi, sonra bütün vukuatı içinde doğurup içinde yoğuran o baş, o harikulade insan kafası. Resme bir defa daha bakınız. Hiçbir milletin bu alelade fotoğrafından daha güzel kurtuluş abidesi yoktur…”

Gerçekten de halkının onca fotoğrafı arasında en çok bu fotoğrafı simgeleştirmesinin ardında yatan duygu neydi?  Belki de  Kuvayı Milliye Destanı’nda Nazım Hikmet’in “Sarışın bir kurda benziyordu ..” diye tasvir ettiği fotoğraftaki Mustafa Kemal’in  o an düşündüğü tek şeyin ülkesi, halkı ve onların kurtuluşu olduğunu derinden hissettirmesiydi.

Fotoğraf tarihinde çok sayıda reprodüksiyonu yapılmış, paraların üzerine basılmış simgesel, güçlü fotoğraflar var ama çekildiği yerde heykeli yapılmış başka bir fotoğraf var mı araştırmadım. Ancak şu bir gerçek ki çekildiği tarihten 100 yıl sonra bile insanların vücuduna dövme olarak yaptırdıkları başka bir fotoğraf yok!

 

 

 


Etem Hamdi Tem, 1895 yılında Halep’te doğdu.

1. Dünya Savaşı’nda Kafkas cephesinde savaştı, Kurtuluş Savaşı sırasında da o zamanki adı Erkan-ı Harbiye olan Genelkurmay’da görevlendirildi. Savaş boyunca asteğmen rütbesi ile ordunun resmi fotoğrafçısı oldu. Büyük Taarruz sırasında Atatürk ile beraber Kocatepe’deydi.  O gün çektiği fotoğrafların çoğu İzmir yangınında fotoğrafları baskı için bıraktığı dükkânın yanması nedeniyle kül oldu; ancak İzmir’e götürmeyip kendisinin karargâhta yıkamış olduğu birkaç film kurtuldu. Mustafa Kemal Paşa’nın Kocatepe fotoğrafı, en ünlü fotoğraflarında birisi oldu.  Etem Tem 1932 yılında Cağa­loğlu yokuşu üzerinde bir stüdyo açtı. Stüdyosunu 1934 yılında Beyoğlu’na taşıdı. Fotoğrafçılığın yanı sıra belgesel sinema çalışmaları yaptı. 10 Kasım 1938’e kadar Atatürk’ün özel fotoğrafçılığını yapmaya devam etti. Onun sayesinde Ulu Önder’in yüzlerce fotoğrafı günümüze kadar gelebildi. 15 Ocak 1971 tarihinde Ankara’da öldü.


Kaynakça :

https://karsh.org/photographs/winston-churchill/

https://karsh.org/winston-churchill-by-yousuf-karsh-on-british-five-pound-note/

https://en.wikipedia.org/wiki/The_Roaring_Lion

https://www.life.com/people/gandhi-and-his-spinning-wheel-the-story-behind-an-iconic-photo/

https://www.youtube.com/watch?v=4jbNUWz2pVU

https://en.wikipedia.org/wiki/Flag_of_India

https://en.wikipedia.org/wiki/Margaret_Bourke-White

https://politicsofphotojournalism.weebly.com/blog/margaret-bourke-white-gandhi-at-his-spinning-wheel

https://yeditepe.edu.tr/tr/milli-mucadelenin-fotografcisi-etem-temin-anilari-kitap-oldu

https://iletim.istanbul.edu.tr/index.php/2021/01/15/milli-mucadelenin-fotografcisi-etem-tem/

https://www.sozcu.com.tr/hayatim/yasam-haberleri/tarihi-belgeleyen-fotografci-astegmen/

https://www.gazeteruzgarli.com/ataturkun-efsanelesen-kocatepe-fotografinin-hikayesi-sarisin-bir-kurda-benziyordu/

Emir Ali KAYA /14 Ekim 2022

 

Makalemizi beğendiniz mi?

Ortalama 5 / 5. Toplam oy: 3

Henüz Oylanmadı

BENZER KONULAR

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz